İsim:Deruta
Rütbe:A Rank
Alan:7 Swordsmen
Rp:Küçükken joninlerin, geninlerin konuşmalarını dinlerdi. Savaşlardan, görevlerden, silahlardan, öğretmenlerinden, tekniklerinden, jutsularından bahsederlerdi. Deruta her zaman onlara çok özenirdi. Büyüdüğünde bir şeyleri değiştirmek istiyordu. Bir asker olacaktı. Ancak her askerin bir silahı olmalıydı. Kılıç hiç bir zaman aklına gelmemişti. Öncelikle ok ve yay aklına geldi, uzaktan vurmak, iyi nişan, omuz kası gereksinimi, düşmanın 1-2 adım sonraki hareketini tahmin etmek, tuzak kurmak, sessizce saldırmak. Güzel bir silahtı ancak ok biterse napacağını hala bilmiyordu. Ayrıca sessizce arkadan öldürmek ona göre değildi. Ölüm değerliydi ve öncelikle hak edilmesi lazımdı. Değerli bir ölüm değerli bir düşman ile, değerli bir savaşta kazanılırdı. Bu nedenle ok ve yayı kafasından sildi. Glavie düşündü, keskin, uzun, bir kılıç ile bir sopanın birleşimi, saldırı ile savunmanın birlikteliği, zarafet. Kullanışlı bir silahtı glavie. Üzerinde taklalar atıp hiç durmadan saldırılarınıza devam edilebilirdi. Ancak ağırdı ve uzundu, dar yerlerde savaşamaz ve ya savunamazdı. Sadece savaş alanı içerisinde değerliydi glavieler belli ki.
Bunları düşünürken gece olmuştu. Deruta çoğu gece yaptığı gibi ormana gitme kararı almıştı. Malzemelerini toplamış ve evinden çıkmıştı. Devriyelerin geçmesini beklemiş ardından hemen ormana dalmıştı. Ormanın derinliklerine indiğinde yere uzanmış Ay'a bakıp düşünmeye devam etmişti.
Nunchuka. Estetik bir silahtı ayrıca hızlıydı. Kısaydı: böylece dar alanlarda kullanabilirdi ancak Deruta için fazla kısaydı nunchukalar. İki tane olması elbet saldırı hızını arttırıyordu ancak Deruda için sadece birbirine zincir ile bağlanmış iki tahta parçasıydılar.
Bunları düşünürken aniden bir ses ile ilkilmişti Deruda. Bir ses duymuştu. Bir daha duydu. Bu sesi tanıyordu. Bu ses iki metalin birbirine çarpmasından çıkıyordu. Deruda hemen sesin geldiği yola doğru sessizce koştu. Sesin kaynağını bulduğunda gördüğü şey onu hayrete düşürdü. Bir ozan ( Deruda ozan olduğunu düşünüyordu.) elinde bir kılıç ile 7 kişilik bir barbar grubuna karşı dövüşüyordu. Barbarların elinde sopalar, mızraklar,ok ve yaylar, glavieler ve nunchukalar vardı. Deruda ozana yardım etmek istemişti ancak ozanın pek yardıma ihtiyacı olmadığı bakışlarından belliydi. Okçu ok atında ozan oku kılıcıyla savuşturmuş ve saniyeler içinde okçunun yanında belirip onu alaşağı etmişti. Ardından sırasıyla nunchukalıları, sopalıları ve mızraklıları yenmişti. Ayakta sadece glavieli olan barbar duruyordu. Görüntüsünden elebaşı olduğu belliydi ancak ozan için diğerlerinden bir farkı yok gibiydi. Uzun süre savaştılar, ozanın yaptıkları Deruda'yı büyülüyordu yaptığı her hamle, her savunma, her karşı saldırı Deruda'nın aklına kazınıyordu. Nasıl olmuştu da kılıca hak ettiği ilgiyi vermemişti? Ozanın zaferi ile Deruda'nın içindeki kılıç sevgisi aynı anda galip gelmişti. Ozan barbarlara karşı, kılıç öbür silahlara karşı (Deruda için) kazanmıştı. Deruda o gece bir karar aldı. Kılıç ustası olacaktı, her ne pahasına olursa olsun. Ertesi sabah demircilerin her birinde olan bütün kılıçları gözden geçirdi hiç birini beğenmedi. Karar verdi kendi kılıcını kendi yapacaktı. Ve o karar verdimi sonuna kadar peşinden koşardı. Tıpkı kılıç ustası olma konusundaki kararı gibi.